İDRAR YOLU ENFEKSİYONLARI
Böbrek içinden başlayıp idrar deliğine kadar tüm idrar yollarını döşeyen iç zarın belli bir kesiminin bakteriler tarafından istilaya uğratılmasıdır. İdrarda bakterilerin şikayete yol açmasından sepsis dediğimiz ölümle sonuçlanabilecek ciddi hastalıklara kadar değişen çeşitli klinik durumları kapsayan bir terimdir. İdrar yolu enfeksiyonları genelde yerleşim yerine göre adlandırılır. Örneğin böbrekte olursa pyelonefrit, idrar torbasında olursa sistit, idrar torbasından sonraki yollarda olursa üretrit gibi (Şekil 1).
Şekil 1 : İdrar yolu enfeksiyonları böbrekten son idrar çıkış yolu olan üretraya kadar yerleşebilir (sol resim), pülü enfekte idrar (sağ resim)
Günümüzde en sık karşılaşılan tıbbi sorunlardan biridir. Yılda 150 milyon hastaya idrar yolları enfeksiyonu tanısı konulmaktadır. Gereksiz ve uzamış antibiyotik kullanımından kaçınmak için ürologun her hasta için uygun teşhis ve tedaviyi yapması şarttır.
5 yaşından küçük çocuklardaki idrar yolları enfeksiyonun çoğu vezikoüreteral reflü denen idrarın böbreğe geri kaçması veya obstrüksiyon denen idrar yolundaki akışı engelleyen durumlar gibi doğuştan gözlenen hastalıklardır. Genç erişkin dönemde kadınlarda daha sık görülmektedir. Yaşlanınca da erkeklerde prostat büyümesi, sonda takılması gibi nedenlerle sıklık artmaktadır.
Kadınlarda üretra denen idrar yolunun kısa olması, vajenle ve makatla komşuluğu nedeniyle bakteriler komşuluk yolu ile mesaneye (idrar torbası) ordan da böbreğe geçebilmektedir. Bu nedenle kadınlar erkeklere göre daha sık idrar yolları enfeksiyonu geçirmeye yatkındırlar. Komşuluk yolu dışında bakteriler kan ve lenfatik yolla da gelebilmektedir.
Bakterilerin enfeksiyona yol açmasında konağın savunma mekanizmalarının zayıflaması yanında bakterilerin enfeksiyon yapıcı özelliklerinin güçlü olması da rol oynamaktadır.
Bakterilerin insan vücudunda tutunmasını engelleyen mekanizmalardan biri idrar akımının kesintisiz ve sürekli olmasıdır. İdrar akmasını önleyen prostat büyümesi, darlıklar, nörolojik hastalıklar, şeker hastalığı, gebelik, taş, sonda gibi yabancı cisimler bakterilerin gizlenmesine ve enfeksiyona yol açabilmektedir (Şekil 2).
Bakterilerin enfeksiyona yol açmasında konağın savunma mekanizmalarının zayıflaması yanında bakterilerin enfeksiyon yapıcı özelliklerinin güçlü olması da rol oynamaktadır.
Bakterilerin insan vücudunda tutunmasını engelleyen mekanizmalardan biri idrar akımının kesintisiz ve sürekli olmasıdır. İdrar akmasını önleyen prostat büyümesi, darlıklar, nörolojik hastalıklar, şeker hastalığı, gebelik, taş, sonda gibi yabancı cisimler bakterilerin gizlenmesine ve enfeksiyona yol açabilmektedir (Şekil 2).
Şekil 2 : İdrar akımını engelleyen anomali, taş, darlık, hamilelik, şeker hastalığı ve nörolojik hastalıklar idrar yolu enfeksiyonuna yol açar.
İdrar yolları enfeksiyonuna en fazla yol açan bakteri türü E.Coli olup toplum kökenli enfeksiyonların %85’inden, hastane kökenli enfeksiyonların ise %50’sinden sorumludur.
Tanı koymak idrar tahlili ve idrar kültürüne dayanır. İdrar tahlilinde nitriti ölçmek, mikroskopla bakterilerin ve her büyük büyütme sahasında üçden fazla lökositlerin bulunması enfeksiyonu düşündürmelidir (Şekil 3).
Şekil 3 : İdrar tahlilinde akyuvarların arasında çubuksu bakteriler (sol resim), en sık enfeksiyona yol açan E.Coli bakterisi (sağ resim)
İdrar kültüründe enfeksiyona yol açan bakteriyi belirlemek ve ona uygun antibiyotik seçimini yapmak en doğrusudur. Tedavide doktorunuz size en uygun antibiyotiği seçecek ve enfeksiyona yol açabilecek hastalıkları araştıracaktır
BÖBREK ENFEKSİYONU
Akut piyelonefrit :
Böbrek iltihabı (akut pyelonefrit) titreme, ateş ve yan ağrısı ile kendini gösterir. Genelde idrar yaparken yanma, sık işeme ve yetiştirememe gibi alt üriner sistem şikayetleri de eşlik edebilir. Bakterilerin kana karışması ile sepsis denen tüm vucuda yayılan ağır bir hastalık tablosuna da yol açabilir. Tüm sistemik enfeksiyonların %20-30’unun nedeni idrar yolları enfeksiyonudur. Tanıda yapılan idrar tahlilinde lökosit ve eritrositler görülür. Kan tahlilinde lokositoz, sedimentasyonda artma, C-reaktif protein düzeyinde yükselme saptanır. Antibiyotik tedavisine başlanmadan önce mutlaka idrar kültürü alınmalıdır. Enfeksiyon ajanı %80 E. Coli’dir.
Radyolojik görüntüleme olarak kontrastlı bilgisayarlı tomografi tanıyı doğrular ama her hastaya gerekli değildir sadece tedaviye yanıt vermeyen ve tanıda şüphe varsa yapılmalıdır. Enfeksiyona yol açabilecek tıkanıklık olup olmadığını göstermede böbrek ultrasonografisi çok yararlıdır.
Tedavi enfeksiyonun şiddetine göredir. Ciddi hastalar yatırılarak damar yolundan uygun ikili antibiyotik ve ateş düşürücülerle tedavi edilmelidir. Tedavi en az 10-14 gün sürüdürülmelidir.
Kronik piyelonefrit :
Böbrekte nedbeleşme, küçülme, böbrek yetmezliğine neden olan tekrarlayan böbrek enfeksiyonları kronik piyelonefrite neden olur. Kronik piyelonefritli hastaların çoğunda şikayet yoktur, hikayelerinde sık ve tekrarlayan idrar yolları enfeksiyonu vardır. Özellikle çocuk yaşlarda böbrekte nedbeleşme ile tekrarlayan sık idrar yolları enfeksiyonu buna yol açmaktadır. Tanı böbrek yetmezliği ile ilgili hipertansiyon, görme bozukluğu, başağrısı, yorgunluk, bol idrar yapma gibi şikayetlerin araştırılması sırasında tesadüfen konur. Serumda kreatinin düzeyi böbrek yetmezliğinin şiddetini yansıtır.
Tanıda ilaçlı böbrek filmi veya BT , USG yardımcı olur. Böbrekteki nedbeleşmeyi en iyi DMSA’lı böbrek sintigrafisi gösterir.
Şekil 4 : Kronik böbrek iltihabında bozulmuş böbrek yapılarının solda şematik sağda BT de görünümü.